Bir pazar gününe daha merhaba. Aslında elveda demeliyim. Çünkü gün bitti sayılır.
Farkettim ki günler o kadar çabuk geçip gidiyor ki insan bunun farkında olmuyor.
Yaz tatiline iki hafta var ve sınavlara da bir hafta. Keşke bir haftam daha olsaydı diyor insan.
Benim de durumum bundan ibaret işte. Tek artısı var. Teen Wolf.
Başta sıkıcı dediğim dizi en sevdiğim dizi haline geldi şu aralar. Gerçekten beğendiğim bir dizi. Bazen korku, bazen komedi, bazen aşk. Tam da istediğim gibi.
3. sezon 5. bölümdeyim şu an. Sezon biter bitmez de değerlendirmesini yapmayı düşünüyorum.
The 100 kitabína gelirsek, onu yazın okumayı düşünüyorum. Hem istesem de okuyamam şu sıralar. Malûm sınavlar var, çalışmak gerek.
Şu sıra izlediğim dizilerin sıralaması ise şöyle:
1- Teen Wolf
2- Flash
3- Arrow
4- Agents of S.H.I.E.L.D
Herkese güzel bir hafta diliyorum. Umarım tüm blogdaşlarımın sınavları güzel geçer.
15 Mayıs 2016 Pazar
10 Mayıs 2016 Salı
Neler Oluyor Hayatta
Merhabalar, eminim birçok blogger "Kitapavcısı bu kadar zamandır neredeydi?" demiştir. Dersler çok yoğundu demeyeceğim hayır, zamanım elverişli değildi sadece.
Peki bundan sonra blogger'damıyım? Evet, heyyoo, yaşasın! Haydi parti yapalım.
Bu arada, daha önce bana ulaşmaya çalışmış ama ulaşamamış herkese özürlerimi iletiyorum.
Asıl konumuza gelirsek, şu anda okuduğum canım kitabım:
Ve şu aralar izleme listem:
Herkese güzel bir hafta diliyorum.
(İlk defa bu kadar kısa yazdım. Hayırdır? :D)
Peki bundan sonra blogger'damıyım? Evet, heyyoo, yaşasın! Haydi parti yapalım.
Bu arada, daha önce bana ulaşmaya çalışmış ama ulaşamamış herkese özürlerimi iletiyorum.
Asıl konumuza gelirsek, şu anda okuduğum canım kitabım:
Ve şu aralar izleme listem:
Herkese güzel bir hafta diliyorum.
(İlk defa bu kadar kısa yazdım. Hayırdır? :D)
6 Mart 2016 Pazar
5. Dalga Film Yorumu
Merhaba arkadaşlar. Bu aralar yazılarımı gerçekten çok büyük aralar vererek yazdığımın farkındayım. Ama ne zaman girersem gireyim şimdi yazmayayım deyip, başka bloglara girip duruyor, onları okuyup yorum yaparak sayfayı kapatıyordum.
Şimdi ne bileyim, böyle çok keyifsiz, çabuk sinirlenen, sabırsız, hayattan memnun olmayan bir halim var. Herhalde normaldir dedim bir zaman. Bir gün baktım ''Ne oluyor bana?'' dedim. Daha önce olumlu biriyken, bir anda olumsuz bir kişiliğe bürünmüştüm. Ama başka bloglar da bu durumla ilgili yazı yazınca çözüldü bu durum. Hem tek ben değilmişim bu durumu yaşayan. :* Sanırım baharın erken gelmesiyle ilgili bir durum.
Dur, ben de bu duruma bir isim vereyim, Bahar Çarpması. *-*
Neyse, yeniden yazı yazmaya nasıl başlasam, nasıl başlasam dedim ve çok da güzel bir konu buldum yeniden başlamak için.
Yazımın devamı dün gittiğim filmle ilgili olucak, okudunuğuz için yazının ortasında teşekkür ediyorum ^^
İşte güzelim filmin afiş resmi:
Bir resim daha:
Film benim çok uzun zamandır beklediğim, gelince de şöyle bir oh çekip rahatladığım bir filmdi. Gerçekten de beklentilerimi çok güzel bir şekilde karşılayan bir film oldu.
Konusuna gelince, film bir uzaylı filmi ama öyle bildiğiniz uzaylı filmleri gibi değil. Her şey 5 dalgada oluyor ve filmde bu olayların etkilerini çok açık bir şekilde görüyorsunuz. Dalgaları açıklamak isterdim ama benim isteğim, sinemaya gidip izlemeniz. Zaten yukarıdaki film resminde bu dalgalar yazıyor :D
Kısacası çabucak gidin, zaman kaybetmeyin. Labirent, Açlık Oyunları, Uyumsuz serileri nasıl tuttuysa bu film de öyle olacak emin olabilirsiniz. Tek sorun, diğer filmi bekliyor olmanız. Mesela ben şuanda gerçekten çatlamak üzereyim :*
Şöyle bir oyunculardan bahsetmek gerekirse:
Soldaki filmdeki zombimiz :D Ortadaki sağdaki çocuğun babası. Sağdaki çocuk Sammy.
Cassie, Sammy' nin ablası.
Soldaki adam hangi filmde oynasa böyle sert, kötü karakterleri oynuyor. Tanımadıysanız X-men serisinde Woverine'ın abisini oynayan oyuncu.
Soldaki karakter fena :D
Sanırım bu yazım da böyle bitmiş oluyor, gerçekten çok keyifli bir yazıydı. Sizlere önerim zaman kaybetmeden bu filme gitmeniz. Kes-sin-lik-le!
Şimdi ne bileyim, böyle çok keyifsiz, çabuk sinirlenen, sabırsız, hayattan memnun olmayan bir halim var. Herhalde normaldir dedim bir zaman. Bir gün baktım ''Ne oluyor bana?'' dedim. Daha önce olumlu biriyken, bir anda olumsuz bir kişiliğe bürünmüştüm. Ama başka bloglar da bu durumla ilgili yazı yazınca çözüldü bu durum. Hem tek ben değilmişim bu durumu yaşayan. :* Sanırım baharın erken gelmesiyle ilgili bir durum.
Dur, ben de bu duruma bir isim vereyim, Bahar Çarpması. *-*
Neyse, yeniden yazı yazmaya nasıl başlasam, nasıl başlasam dedim ve çok da güzel bir konu buldum yeniden başlamak için.
Yazımın devamı dün gittiğim filmle ilgili olucak, okudunuğuz için yazının ortasında teşekkür ediyorum ^^
İşte güzelim filmin afiş resmi:
Bir resim daha:
Film benim çok uzun zamandır beklediğim, gelince de şöyle bir oh çekip rahatladığım bir filmdi. Gerçekten de beklentilerimi çok güzel bir şekilde karşılayan bir film oldu.
Konusuna gelince, film bir uzaylı filmi ama öyle bildiğiniz uzaylı filmleri gibi değil. Her şey 5 dalgada oluyor ve filmde bu olayların etkilerini çok açık bir şekilde görüyorsunuz. Dalgaları açıklamak isterdim ama benim isteğim, sinemaya gidip izlemeniz. Zaten yukarıdaki film resminde bu dalgalar yazıyor :D
Kısacası çabucak gidin, zaman kaybetmeyin. Labirent, Açlık Oyunları, Uyumsuz serileri nasıl tuttuysa bu film de öyle olacak emin olabilirsiniz. Tek sorun, diğer filmi bekliyor olmanız. Mesela ben şuanda gerçekten çatlamak üzereyim :*
Şöyle bir oyunculardan bahsetmek gerekirse:
Soldaki filmdeki zombimiz :D Ortadaki sağdaki çocuğun babası. Sağdaki çocuk Sammy.
Cassie, Sammy' nin ablası.
Soldaki adam hangi filmde oynasa böyle sert, kötü karakterleri oynuyor. Tanımadıysanız X-men serisinde Woverine'ın abisini oynayan oyuncu.
Soldaki karakter fena :D
Sanırım bu yazım da böyle bitmiş oluyor, gerçekten çok keyifli bir yazıydı. Sizlere önerim zaman kaybetmeden bu filme gitmeniz. Kes-sin-lik-le!
Etiketler:
Aşk,
bilim kurgu,
film,
Konuşma yazısı,
sevgi dilekleri,
Ütopya
24 Şubat 2016 Çarşamba
Mim #4: Hangi Çizgi Film Karakterisin?
Merhaba arkadaşlar, beni bir sürü kişi mimlemiş ve artık bu kadar ertemek yeter deyip mimime başlıyorum.
İlk olarak sevgili Bayan Safir Mavi, beni Haftanın Blogu miminde mimlemiş. Burdan ona kocaman sevgilerimi gönderiyorum ^^
Benim bu hafta için seçtiğim blog ise Kitap Kusu. Böyle çok sevimli bir blog yazarı, mutlaka uğrayın derim ;)
Bu mim için mimlediğim bloglar ise Fighting!!!, Kalem Kuklası, Kağıt Salıncak, Obur Kitaplık ve bu mimi hala yapmamış olanlar..
Ve son olarak herbirinize kocaman öpücükler ;)
(Ha bu arada, mimlediklerimden bir istek. Bir sonraki mimlerinizde benim ismimi de yazar mısınız? Fighting!!)
İlk olarak sevgili Bayan Safir Mavi, beni Haftanın Blogu miminde mimlemiş. Burdan ona kocaman sevgilerimi gönderiyorum ^^
Benim bu hafta için seçtiğim blog ise Kitap Kusu. Böyle çok sevimli bir blog yazarı, mutlaka uğrayın derim ;)
Diğer bir mim;
Gelelim asıl mimimize, burada kendimizi benzeyen bir karakter bulmamız isteniyor. Ben buldum, ama nedenini söylemeyeceğim :D Karakterim, Moorim School'daki Hwang Sun Ah. Bu mim için mimlediğim bloglar ise Fighting!!!, Kalem Kuklası, Kağıt Salıncak, Obur Kitaplık ve bu mimi hala yapmamış olanlar..
Ve son olarak herbirinize kocaman öpücükler ;)
(Ha bu arada, mimlediklerimden bir istek. Bir sonraki mimlerinizde benim ismimi de yazar mısınız? Fighting!!)
14 Şubat 2016 Pazar
14 Şubat + Mim
Merhaba arkadaşlar, uzun zamandır yazmıyorum. Artık yazıcağım, neyse :* Ama şunu söylemek istiyorum ki Küller Şehri kitabına artık devam etmiyorum.
Neden mi? Çünkü iki hafta sonra Dosteyevski'nin Suç ve Ceza kitabından sınav olacağız. Gerçekten çok kötü bir durum :* Ben o tarz kitapları okuyamıyorum çünkü, bana ağır geliyor, okuması zaman alıyor falan. Hem kitabın büyük kısmı betimleme oluyor, o yüzden de sıkılıyorum. Neyse bu hafta benim için bir değişiklik olmuş olur.
Onun dışında bugün 14 Şubat. Evet, Sevgililer Günü. Biraz önce dedim, şöyle bir bakayım tarihine, neymiş, neyin nesiymiş falan. Tek değilmiş de hani tarihi, ama ana hikaye olarak alırsak iki hikaye var.
3. Yüzyılda Roma'da evlenmek ve Hristiyan olmak yasakmış. Yasağa uymayanlar öldürülüyormuş. İlk hikaye Valentinus'un Hristiyanlığı, ikinci hikaye ise Valentine'ın çiftleri evlendirmesiyle ilgili.
Günümüzde bu olaylara ne kadar cahillik sıfatını tanısak da, günümüzde benzer olayların yaşanmadığı ne malum.
Ya neyse arkadaşlar, bu kadar tarih yeter vallaha :D Sevgilisi olanların günü kutlu olsun diyerek geçiyorum.
Gelelim mimize. Bu mimde beni mimleyen Kalem Mimi. Buradan ona sevgilerimi gönderiyorum :)
(Bu arada bu mim en sevdiğim mim oldu, aramızda kalsın)
1. Gitmek istediğiniz bir hayali dünya var mı? Varsa neresi olsun isterdiniz?
Hogwarts
Tardis
Narnia
Yüzüklerin Efendisi
2.Sevdiğiniz filmde/dizide hangi karakter olmak istersiniz ya da kendi karakterinizi yazabilir misiniz?
Doctor Who'da Doctor'un yol arkadaşı olmak isterdim. İstediğin zaman istediğin zamanda, istediğin yerde.. Ne güzel olurdu *-*
Tabi ki favorim Matt :D
3. Sevdiğiniz bir romanda/masalda hangi karakter olmak isterdiniz?
Yüzüklerin Efendisi'nde Legolas olmak isterdim. Ne güzel bi karakter ama :D
4. Gerçek hayatta başka biri olarak doğma şansınız olsaydı, kendiniz dışında kim olarak, nerede doğmak isterdiniz?
Tabi ki ya Amerika ya da Kore'de doğmak isterdim. Bu ülkelerde ünlü şarkıcı olmak isterdim. Onun dışında Kore'de oppa ve idollerimle tanışmak isterdim. Ne güzel bir hayal ama dimi *-*
Evet, çok güzel bir mim oldu :D
Eğer bu mimde mimlenmeyen varsa, mimlenmeyen herkesi mimliyorum!!
Herkese sevgilerimi gönderiyorum, iyi ki varsınız canlar :)
Neden mi? Çünkü iki hafta sonra Dosteyevski'nin Suç ve Ceza kitabından sınav olacağız. Gerçekten çok kötü bir durum :* Ben o tarz kitapları okuyamıyorum çünkü, bana ağır geliyor, okuması zaman alıyor falan. Hem kitabın büyük kısmı betimleme oluyor, o yüzden de sıkılıyorum. Neyse bu hafta benim için bir değişiklik olmuş olur.
Onun dışında bugün 14 Şubat. Evet, Sevgililer Günü. Biraz önce dedim, şöyle bir bakayım tarihine, neymiş, neyin nesiymiş falan. Tek değilmiş de hani tarihi, ama ana hikaye olarak alırsak iki hikaye var.
3. Yüzyılda Roma'da evlenmek ve Hristiyan olmak yasakmış. Yasağa uymayanlar öldürülüyormuş. İlk hikaye Valentinus'un Hristiyanlığı, ikinci hikaye ise Valentine'ın çiftleri evlendirmesiyle ilgili.
Günümüzde bu olaylara ne kadar cahillik sıfatını tanısak da, günümüzde benzer olayların yaşanmadığı ne malum.
Ya neyse arkadaşlar, bu kadar tarih yeter vallaha :D Sevgilisi olanların günü kutlu olsun diyerek geçiyorum.
Mim:
(Bu arada bu mim en sevdiğim mim oldu, aramızda kalsın)
1. Gitmek istediğiniz bir hayali dünya var mı? Varsa neresi olsun isterdiniz?
Hogwarts
Tardis
Narnia
Yüzüklerin Efendisi
2.Sevdiğiniz filmde/dizide hangi karakter olmak istersiniz ya da kendi karakterinizi yazabilir misiniz?
Doctor Who'da Doctor'un yol arkadaşı olmak isterdim. İstediğin zaman istediğin zamanda, istediğin yerde.. Ne güzel olurdu *-*
Tabi ki favorim Matt :D
3. Sevdiğiniz bir romanda/masalda hangi karakter olmak isterdiniz?
Yüzüklerin Efendisi'nde Legolas olmak isterdim. Ne güzel bi karakter ama :D
4. Gerçek hayatta başka biri olarak doğma şansınız olsaydı, kendiniz dışında kim olarak, nerede doğmak isterdiniz?
Tabi ki ya Amerika ya da Kore'de doğmak isterdim. Bu ülkelerde ünlü şarkıcı olmak isterdim. Onun dışında Kore'de oppa ve idollerimle tanışmak isterdim. Ne güzel bir hayal ama dimi *-*
Evet, çok güzel bir mim oldu :D
Eğer bu mimde mimlenmeyen varsa, mimlenmeyen herkesi mimliyorum!!
Herkese sevgilerimi gönderiyorum, iyi ki varsınız canlar :)
8 Şubat 2016 Pazartesi
Kemikler Şehri
Merhaba arkadaşlar, uzun bir aradan sonra ilk kitap yorumumu yazmış bulunmaktayım. Üşenmekten üşenir bir halde kitap yorumumu yazıyorum :D
Kitap Adı: Kemikler Şehri
Orjinal Adı: City of Bones
Seri: Ölümcül Oyuncaklar #1
Yazarı: Cassanda Clare
Çevirmeni: Selim Yeniçeri
Yayınevi: Artemis Yayınları
Sayfa Sayısı: 580
Fiyatı: 29.00 TL
Goodreads: 4.12
ARKA KAPAK
YORUMUM
Vampirler, kurtadamlar, periler, gerçek aşk ve aklınızı başınızdan alacak daha birçok şey. Ölümcül oyuncaklar hafızanıza kazınacak!
On beş yaşındaki Clary Fray, New York'ta Pandemonium Kulüp'e doğru yola çıktığında bir cinayete tanıklık edeceği hiç aklına gelmezdi.
Hele ki, bu cinayetin daha önce hiç görmediği acayip silahlara sahip tuhaf dövmeli üç genç tarafından işleneceğini hayatta düşünemezdi! Clary, polisi arayabileceğini biliyordu fakat ceset bir anda ortadan yok olunca ve canileri Clary'den başka kimse göremediği için durumu açıklamak pek kolay olmayacaktı!
Clary'nin onları görebilmesine çok şaşıran katiller kendilerini Gölge Avcıları olarak tanıtacaktı. Yani, dünyayı şeytanlardan arındırmaya ant içmiş gizli bir kabile!
Okumayı deli gibi istediğim, ama bir türlü zaman bulup da okuyamadığım bir kitaptı. Aslında birkaç kez ister istemez, meraktan, kitabın ilk bölümünü okuyup okuyup durmuştum. Ama hiç devamını getirememiştim. Çünkü kitaptan beklentim büyüktü ve beklentimi karşılayamayabilirdi.
Sonunda kitabı okudum ve kitaba BA-YIL-DIM! Nasıl bir kitaptı böyle? Tamam, ilk sayfalarda sıkılır gibi oldum, kabul ediyorum.
Ama ilk 100-150 sayfadan sonrası?
Tek bir şey söyleyebilirim. Kesinlikle çok akıcı, kolay okunan, çok güzel bir kitaptı. Kısacası leziz bir kitaptı. Bu da yemek tarifi gibi oldu, neyse :D
Kesinlikle çok güzel bir kitaptı. Ama o son neydi öyle? Ben kesinlikle kitabın bu şekilde sonlanacağını aklımın ucundan bile geçiremezdim. Serinin ilk kitabı olduğu için spoiler vermeyeceğim ama deyimim yeterliyse öldüm diyebilirim.
Onun dışında harika bir kitaptı. Mutlaka herkesin okumasını tavsiye ettiğim bir kitap.
Puanım:
Etiketler:
5 Puan,
artemis,
Aşk,
Büyü,
Büyücü,
Cadı,
Cassandra Clare,
Cinayet,
Doğaüstü,
Dram,
fantastik,
Gerilim,
Gizem,
Gölge Avcıları,
İblis,
kitap,
Kitap yorumu,
Kurtadam,
Nefil,
Ölümcül Oyuncaklar
6 Şubat 2016 Cumartesi
Mim: Yayınevleri
Merhabalar, çok gecikmiş bir mim yazısıyla karşınızdayım :* Sevgili salıncak mimlemiş beni. Bu mimde mimlenmeyi çok istiyordum, buradan sevgi ve öpücüklerimi gönderiyorum ona :D
Gelelim sorulara,
1. En sevdiğiniz yayınevi hangisi?
Her zaman en'lerle başlayan soruların cevaplaması zor gelmiştir. Ama şuan için sanırım YKY yayınları diyeceğim.
2. Bu yayınevinden okuduğunuz bir kitabı kısaca yorumlayın.
Sabahattin Ali'nin Kürk Mantolu Madonna kitabını seçiyorum. Kitap beni çok etkilemişti. Ayrıca kitabın yorumunu en yakın zamanda yapacağım, kuşkunuz olmasınn :D
3. Bu yayınevinden okuduğunuz bir kitapta bir söz yazın.
Kendimiz iyi olamıyoruz ve başkalarının iyiliğini küçük görmek için onlara reklamcı, hayır dua avcısı, hatta riyakâr diyoruz.
4.Yazarın başka okuduğunuz veya önerdiğiniz bir kitabı var mı?
Varsa, adı ne?
Aynı yazardan, Kuyucaklı Yusuf adlı kitap.
5. Yayınevinden kitap çıkartsanız ve tutmasa ne hissedersiniz?
Blogdaşım Gözde'nin de dediği gibi:
Kitabımın basılması bile yeter, tutmasa da olur :D
6. Bu yayınevinden almak istediğiniz bir iki kitap hangisi / hangileri?
Harry Potter serisinin tüm kitapları :D
Zaten birçok kişi mimlenmiş *-* Ben de kalanları mimliyorum :D
Mimlenenler: Fighting!!!, Geveze Kitap Kurdu, Kronik Okur, Bir Hayalperestin Kütüphanesi, Bayan Safir Mavi ve yapmayan herkes...
Mimlenenler: Fighting!!!, Geveze Kitap Kurdu, Kronik Okur, Bir Hayalperestin Kütüphanesi, Bayan Safir Mavi ve yapmayan herkes...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Blogger tarafından desteklenmektedir.